gecedeyim.

Şimdi bana en yakışan -senin dediğine göre- yerdeyim.Gecedeyim.Fincan altlığına öylece konduruluvermiş kırmızı bir mumun turuncu ışığının altına sığındım.Özlemek ekşiliğiyle nasıl başa çıkılır bilemedim.Sığınacak bir gece kaldı elimde bir de mumun cılız ışığı.Mum sönüp gider, gece kalır, özlem kalır.Ona anlatırım boğazımdaki bu tadı.Sarhoşluğumu dinler gece.Gözlerim parlar, bir kaç damla yaş akar, gece gizler.Alır içinde saklar.En katlanılmaz sandığım acıları unuttum.Özlemek bitiş çizgisine hepsinden önce varıp ipi göğüsledi bile.Nefesinin kokusunu arıyorum gecenin kokusunda.Öpücüklerinin tadını arıyorum.Yoklar.Varlar ama yoklar.Var gibiler ama yok gibiler de.Boş duvara çeviriyorum gözlerimi, silüetin beliriyor oracıkta.Nasıl da güzelsin.Nasıl da doyulmayası.Kirpiklerinin gölgesi düşüyor geceye.Sesin duvarlara çarpıyor.Müziğin burada.Sen buradasın.Ama değilsin de.En çok buradasın ama oradasın da.Kafamı kaldırıp gökyüzüyle göz göze geliyorum.Sorar gibi bakıyorum.Orada hava nasıl?Onun yanında yağmur var mı?Sarı yapraklarını döktüler mi ağaçlar onun yanında?Mumun cılız ışığıyla ritim tutmuş içimdeki derin sızı.Derin o kadar derin ki o kadar.O kadar ki o kadar.Boynumla omzum arasındaki o boşlukta gizledim seni, her şeyini.Öyle küstüm ki ben sana getirmeyen yollara.Ayaklarımı vura vura yürüyeceğim onları.Kaçırıyor gibi oluyorum aklımı.Ama iyiyim.Biraz özledim.O kadar ki o kadar biraz işte.Sen hissedersin.Bilirim.Hatta o kadar ki o kadar hissedersin bilirim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

kendim

kendimle konuşuyorum.

minik